Katılımcılara Tavsiyeler


BİR süredir okuyuculardan gelen soru ve yorumlar çerçevesinde, bireysel emeklilik sisteminde bir-iki noktanın altını çizmekte fayda var.

Çünkü, gerek sisteme giren, gerekse de girecek olan katılımcıların bireysel emeklilikle ilgili önemli bazı hususları bilerek, ona göre hareket etmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesi fonlarla ilgili konu. Öncelikle şunu belirteyim. Kimse alınmasın, gücenmesin ama emeklilik fonlarının her gün döviz kurları gibi yayınlanmasına şiddetle karşıyım. Aynı şekilde, bu fonların getirisinin de her gün takip edilmesi ve bu takip neticesinde de sevinilmesi ya da hayal kırıklığına uğranılması da bana mantıksız bir o kadar da anlamsız geliyor.Bireysel emeklilik, uzun vadeli bir yatırım enstrümanı. 56 yaşında emekli olunacağı hesaba katıldığında, sistemde kalınması gereken en az süre 15 yıl. 15-20 hatta, 25 yıllı konuştuğunuz bir ortamda, fonların günlük performansına bakmanın, sistemdeki katılımcılara yaratacağı hiçbir katma değer yoktur, olamaz da.Daha açık şöyle anlatayım. Bugün hisse senedi ağırlıklı fonların getirisi düşük olabilir. Ama bu, önümüzdeki dönem veya gelecek yıl da düşük olacağı anlamına gelmez. O nedenle de, bugün o emeklilik fonunun getirisine bakarak, “mahvolduk, kaybediyoruz” diyemezsiniz. Aynı şekilde yine bugün, hisse senedi ağırlıklı emeklilik fonunun getirisi yüksek olabilir. Ama bu, önümüzdeki dönem ya da gelecek yıl aynı yükseklikte devam edeceği anlamına da gelmez. Emeklİlİk fonlarınıN durumuDevam ediyorum. Nasıl ki, fonları her gün takip etmek doğru değilse; bireysel emeklilik sistemine katılıp, belirli bir fon planı da alıp, ‘saldım çayıra, mevlam kayıra ’ tarzı bir tutum izlemek de bir o kadar yanlış. Peki, ne yapmak lazım? Tavsiyem, bireysel emeklilik sistemine katıldıktan iki ya da üç yıl sonra fonların geçmiş performansına bakarak, analiz yapıp, ondan sonra fon planınızı değiştirip, değiştirmemeye karar vermektir. Bu satırları okuyunca eminim kimileri içinden şöyle geçiriyordur. “İyi de sistemde katılımcılara, emeklilik planını yılda 4 kez değiştirme hakkı boşa mı tanınmış?” Doğru. Böyle bir hak var. Onu da anlatayım. Bugün kimi kesimler, bireysel emekliliğe 100-150 bin dolarlık tasarruflarını yatırıyor. Takdir edersiniz ki, sisteme aylık 100 lira katkı payları ödeyerek girenle, bir anda 150 bin dolar yatırarak, katılanları aynı kefede değerlendirmek çok da doğru olmaz. Haliyle bu iki kesimin beklentileri de aynı olamaz. İşte bu kesim, senede 4 kere plan değiştirerek, tasarrufuna farklı bir yön vermek isteyebilir.Kullanılmayan vergİ avantajıFonlarla ilgili konu böyle. Bireysel emeklilik sisteminde altı çizilmesi gereken bir başka konu ise, vergi teşviki. Birçok defalar bu konuya değindim ama bir kere daha tekrarlayacağım. Hiçbir yatırım enstrümanına tanınmayan vergi avantajı hakkı, sadece ve sadece bireysel emeklilikte var.  Hem de bu öyle bir avantaj ve öyle bir hak ki, hiç de yabana atılır cinsten değil. Maalesef gelin görün ki, sistemdeki 2 milyon 100 bin katılımcıdan sadece yüzde 30’u bu haktan yararlanıyor. Haberi olmadığı için mi? Değil. Hakkı olmadığı için mi? O da değil. Peki, niye yüzde 70’i bu avantajı kullanmıyor diye soracak olursanız. Bunu bilen de yok. Ortada tek bir gerçek var.O da, bu avantajı kullanmayanların çok ciddi kayıpları olduğu.Nasıl mı? Anlatayım. Bu konuda sadece tek bir örnek vereceğim. Diyelim ki, bireysel emekliliğe her ay 100 lira katılım payı ödüyorsunuz ki, bugün sistemdeki kişilerin büyük bir çoğunluğunun ödediği rakam budur. Malumunuz üzere aylık maaşlardan yıl içinde belirli dilimler halinde vergi kesintisi yapılıyor. Vergi dilimleri de 15-20-27-35 diye gider. 100 lİra öde 35 lİrasını geri alYüzde 35 vergi dilimi üzerinden hesaplama yapalım. Bu durumda, ödediğiniz 100 liralık katkı payının, 35 lirasını vergi teşvikinden dolayı geri alıyorsunuz. Ama sistemdeki birikiminiz 100 lira oluyor. Daha açık bir anlatımla. Bireysel emeklilik için cebinizden 65 lira çıkıyor ama siz 100 lira yatırmış oluyorsunuz. Bu haktan yararlanmanız için de yapmanız gereken tek şey, çalışmış olduğunuz kurumun muhasebe ya da personel müdürlüğüne, her ay emeklilik şirketinden aldığınız para yatırdığınıza dair dekontu ya da makbuzu teslim etmek. Şirket sahibiyseniz de aynı dekontu muhasebecinize vermeniz yeterli oluyor.İşte, bireysel emeklilik sistemindeki altı çizilmesi gereken iki önemli husus böyle.<span> </span>

<span class="haberdevambaslik">Bireysel emeklilik katılımcılarına tavsiyeler</span><span class="muhabir"> </span>BİR süredir okuyuculardan gelen soru ve yorumlar çerçevesinde, bireysel emeklilik sisteminde bir-iki noktanın altını çizmekte fayda var.Çünkü, gerek sisteme giren, gerekse de girecek olan katılımcıların bireysel emeklilikle ilgili önemli bazı hususları bilerek, ona göre hareket etmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesi fonlarla ilgili konu. Öncelikle şunu belirteyim. Kimse alınmasın, gücenmesin ama emeklilik fonlarının her gün döviz kurları gibi yayınlanmasına şiddetle karşıyım. Aynı şekilde, bu fonların getirisinin de her gün takip edilmesi ve bu takip neticesinde de sevinilmesi ya da hayal kırıklığına uğranılması da bana mantıksız bir o kadar da anlamsız geliyor.Bireysel emeklilik, uzun vadeli bir yatırım enstrümanı. 56 yaşında emekli olunacağı hesaba katıldığında, sistemde kalınması gereken en az süre 15 yıl. 15-20 hatta, 25 yıllı konuştuğunuz bir ortamda, fonların günlük performansına bakmanın, sistemdeki katılımcılara yaratacağı hiçbir katma değer yoktur, olamaz da.Daha açık şöyle anlatayım. Bugün hisse senedi ağırlıklı fonların getirisi düşük olabilir. Ama bu, önümüzdeki dönem veya gelecek yıl da düşük olacağı anlamına gelmez. O nedenle de, bugün o emeklilik fonunun getirisine bakarak, “mahvolduk, kaybediyoruz” diyemezsiniz. Aynı şekilde yine bugün, hisse senedi ağırlıklı emeklilik fonunun getirisi yüksek olabilir. Ama bu, önümüzdeki dönem ya da gelecek yıl aynı yükseklikte devam edeceği anlamına da gelmez. Emeklİlİk fonlarınıN durumuDevam ediyorum. Nasıl ki, fonları her gün takip etmek doğru değilse; bireysel emeklilik sistemine katılıp, belirli bir fon planı da alıp, ‘saldım çayıra, mevlam kayıra ’ tarzı bir tutum izlemek de bir o kadar yanlış. Peki, ne yapmak lazım? Tavsiyem, bireysel emeklilik sistemine katıldıktan iki ya da üç yıl sonra fonların geçmiş performansına bakarak, analiz yapıp, ondan sonra fon planınızı değiştirip, değiştirmemeye karar vermektir. Bu satırları okuyunca eminim kimileri içinden şöyle geçiriyordur. “İyi de sistemde katılımcılara, emeklilik planını yılda 4 kez değiştirme hakkı boşa mı tanınmış?” Doğru. Böyle bir hak var. Onu da anlatayım.
Bugün kimi kesimler, bireysel emekliliğe 100-150 bin dolarlık tasarruflarını yatırıyor. Takdir edersiniz ki, sisteme aylık 100 lira katkı payları ödeyerek girenle, bir anda 150 bin dolar yatırarak, katılanları aynı kefede değerlendirmek çok da doğru olmaz. Haliyle bu iki kesimin beklentileri de aynı olamaz. İşte bu kesim, senede 4 kere plan değiştirerek, tasarrufuna farklı bir yön vermek isteyebilir.Kullanılmayan vergİ avantajıFonlarla ilgili konu böyle. Bireysel emeklilik sisteminde altı çizilmesi gereken bir başka konu ise, vergi teşviki. Birçok defalar bu konuya değindim ama bir kere daha tekrarlayacağım. Hiçbir yatırım enstrümanına tanınmayan vergi avantajı hakkı, sadece ve sadece bireysel emeklilikte var.  Hem de bu öyle bir avantaj ve öyle bir hak ki, hiç de yabana atılır cinsten değil. Maalesef gelin görün ki, sistemdeki 2 milyon 100 bin katılımcıdan sadece yüzde 30’u bu haktan yararlanıyor. Haberi olmadığı için mi? Değil. Hakkı olmadığı için mi? O da değil. Peki, niye yüzde 70’i bu avantajı kullanmıyor diye soracak olursanız. Bunu bilen de yok. Ortada tek bir gerçek var.O da, bu avantajı kullanmayanların çok ciddi kayıpları olduğu.Nasıl mı? Anlatayım. Bu konuda sadece tek bir örnek vereceğim. Diyelim ki, bireysel emekliliğe her ay 100 lira katılım payı ödüyorsunuz ki, bugün sistemdeki kişilerin büyük bir çoğunluğunun ödediği rakam budur. Malumunuz üzere aylık maaşlardan yıl içinde belirli dilimler halinde vergi kesintisi yapılıyor. Vergi dilimleri de 15-20-27-35 diye gider. 100 lİra öde 35 lİrasını geri alYüzde 35 vergi dilimi üzerinden hesaplama yapalım. Bu durumda, ödediğiniz 100 liralık katkı payının, 35 lirasını vergi teşvikinden dolayı geri alıyorsunuz. Ama sistemdeki birikiminiz 100 lira oluyor. Daha açık bir anlatımla. Bireysel emeklilik için cebinizden 65 lira çıkıyor ama siz 100 lira yatırmış oluyorsunuz. Bu haktan yararlanmanız için de yapmanız gereken tek şey, çalışmış olduğunuz kurumun muhasebe ya da personel müdürlüğüne, her ay emeklilik şirketinden aldığınız para yatırdığınıza dair dekontu ya da makbuzu teslim etmek. Şirket sahibiyseniz de aynı dekontu muhasebecinize vermeniz yeterli oluyor.İşte, bireysel emeklilik sistemindeki altı çizilmesi gereken iki önemli husus böyle.
kaynak: Hürriyet.com.tr

Etiketler:




0 yorum:

Son Yazılar